Haber

EMEP: Özel’in 2,5 yıl formülü tehlikeli bir bilek güreşi

ANKARA – Emek Partisi (EMEP) milletvekilleri Sevda Karaca ve İskender Bayhan, gazetecilerle bir araya gelerek Meclis’in geride bıraktığı bir yıla ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Muhalefetin de iktidar milletvekillerinin de Meclis gündemine çok az etki ettiği bir yılın geride kaldığını ifade eden Karaca, “Biz, işçilerin, emekçilerin sesinin görünür kılındığı alanlardan biri olarak değerlendirdik Meclis’i” dedi.

‘MECLİS’İ SARAY’IN MATBAASI OLARAK KULLANAN BİR İKTİDAR’

Yasama sürecindeki her türlü tartışmanın işçilerin ve emekçilerin gözünden değerlendirilmesi gerektiğini belirten Karaca,

“Meclis’i Saray’ın matbaası olarak kullanmayı amaçlayan bir yasama süreci geçiriyoruz. Geçen yasaların büyük kısmı bir istisna durumu olan torba yasalarda. Halkın geniş kesimlerinin tartışması gereken pek çok konunun üstünkörü tartışmalarla geçiştirildiğini gördük” diye konuştu.

Halkın gündelik yaşamını ilgilendiren düzenlemelerin alelacele ve itirazlara rağmen kabul edildiğini kaydeden Karaca, iktidarın pek çok teklife, “Bugün bu kanununda tek bir virgülü bile değiştirmeyeceğiz” sözü ile başladığını söyledi.

‘BİR AYAĞIMIZ MECLİS’TE BİR AYAĞIMIZ FABRİKALARDA OLDU’

EMEP Milletvekili İskender Bayhan da, “Meclis’e geldikten sonra bir ayağımız mecliste bir ayağımız işçilerin yanımda fabrikalarda olsun istedik. Gücümüzü. Yettiği kadar da bunu yapmaya çalıştık” diyerek sözlerine başladı.

İçinde bulunulan dönemin AK Parti iktidarları döneminde işçi sınıfının en hareketli olduğu dönem olduğunu belirten Bayhan, “Huzurun olduğu bir tek fabrika, iş yeri yoktur. Buna kamu iş yerleri de belediyeler de dahil” dedi.

İşçilerin kendilerine sık sık ‘Erdoğan’ı görüyor musunuz, bakanları görüyor musunuz?’ diye sorduğunu belirten Bayhan, “Bunun sebebi ‘Erdoğan’ı görürsek, taleplerini ona duyurursak saraydaki padişah bizim için bir şey yapar’ beklentisi. Bu özellikle AKP’ye MHP’ye oy veren işçilerin emekçilerin umudu” diye konuştu.

‘ERDOĞAN İŞÇİ SINIFININ MÜCADELESİNİN ALTINDA KALACAK’

Önümüzdeki yasama yılında çok sert mücadeleler yaşanacağını, işçi sınıfının sert hesaplaşmalar yaşatacağını söyleyen Bayhan, “Çok sert bir emek-sermaye mücadelesine tanıklık edeceğiz, biz ona yetişemeyeceğiz. Ama bence Erdoğan da yetişemeyecek, Erdoğan altında kalacak” ifadelerini kaydetti.

‘SOL PARTİLER İSTENEN DÜZEYDE BİR ARAYA GELEMEDİ’

Emek Partili milletvekilleri gazetecilerin sol partilerin neden bir araya gelmediğine dönük sorusuna, Van ve Hakkari’ye kayyım atandığında ortak bir mücadele yürütebildiklerini hatırlatarak yanıt verdi. İstenen düzeyde bir aradalığı sağlayamadıklarını söyleyen Bayhan, “Biz bir araya geliyoruz ama bu beklentilere güçlü bir yanıt veremiyoruz. İşçi hareketi güçlendikçe bir araya gelmek konusunda daha başarılı oluyoruz. Bizi aşağıdan zorladıkları zaman bir araya geldik. Aşağıdaki mücadelenin zorlamasıdır bir araya getiren. Emek ve Özgürlük Platformu, Sosyalist Güç Birliği böyle bir araya geldi” dedi.

‘İTTİFAKLAR DÜNÜN DENEYİMLERİYLE İLERLEYEMEZ’

Bayhan, sol partilerin bundan sonraki yan yana gelişleri için de “Biz ne emek özgürlük ittifakıyla ne de sosyalist güç birliği ile dünün deneyimleriyle ilerleyebiliriz. Bugünün ihtiyaçları ile birlikte mücadele açısından örgütlenmeye gitmenin yollarını açmak, tartışmak istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.

ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI

EMEP milletvekilleri erken seçim tartışmalarına ilişkin soruya da yanıt verdi. Türkiye’de mevcut durumun olağan akışında olmadığını belirten Karaca, “Bunun iki sonucu olabilir. Birincisi gerçekten bizim öngördüğümüz, mücadelesini verdiğimiz biçimde tüm taleplerin birleşik bir mücadeleye dönüşmesi ve tek adam iktidarının yıkımını da ortadan kaldıracak bir örgütlü güce dönüşmesi. Ama olağan akışında gitmeyen bu süreç, iktidarın olağanüstü başkaca tedbirlere, daha sert bir takım önlemlere evrilebilir. Yani bu çok zikzaklı bir süreç de olabilir” ifadelerini kullandı.

‘TEK YOL ERKEN SEÇİMMİŞ GİBİ TARTIŞMA YÜRÜTÜLMESİNİ DOĞRU BULMUYORUZ’

Karaca, erken seçim tartışmalarına ilişkin çekincesini ise şöyle anlattı: “Ülkede geniş halk kesimlerinin öfkesinin biriktiği, değişim ihtiyacının ortaya çıktığı bir süreç de var. Bunun umut verici bir şey olması için tek yol seçimmişçesine, sandığa atılacak bir oymuşçasına yürütülen bir tartışma zemini var. Biz bu zemini doğru bulmuyoruz” dedi.

Karaca, yurttaşlara, ‘Biz sizi anlıyoruz. Sıkıntılarınızı biliyoruz. Çözeceğiz bu işleri ama tek şart var. Bu seçim sandıklarında mührü bizim logomuzun altına basın’ demenin doğru olmadığını belirtirken “Sadece ve sadece bir sonraki seçimi işaret ederek ‘Siz bekleyin halkımız, biz iktidar olduğumuzda her şeyi halledeceğiz’ demenin değiştirici hiçbir özgünlüğünün olmadığını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

İktidarın tarif ettiği gibi ‘seçimsiz beş yıl’ yaşanmayacağını düşündüklerini ifade eden Karaca, “Bu süreç çok daha erkene çekilecek çünkü uygulanan ekonomi programı ve o programı uygulamak için sermayenin ve Cumhur İttifakı’nın ihtiyaç duyduğu şiddet ve baskı süreci karşılıklı bir tepkiyi doğuracak. Bu nedenle nesnel bir gerekçesi var” diye konuştu.

‘ÖZEL’İN 2 BUÇUK YIL FORMÜLÜ TEHLİKELİ BİR BİLEK GÜREŞİ’

İskender Bayhan da, Özgür Özel’in dillendirdiği “Erdoğan’a meydan okuyorum, 2 buçuk yıl senden, 2 buçuk yıl benden, gel 2 buçuk yıl sonra erken seçime gidelim” sözlerini hatırlatarak şunları söyledi: “CHP yönetiminin iki buçuk yıl formülü bence tehlikeli bir formül. Üzerine çok düşünüldüğü kanaatinde değilim. Bir bilek güreşi, meydan okuma. Burjuva siyasetin en büyük hastalığıdır bu. Nesnellik, gerçeklik, sürdürülebilirlik, dünle yarın arasında rasyonel bir bağ olmaması.”

‘ÖZEL’İN FORMÜLÜ ERDOĞAN’IN YENİDEN ADAYLIĞININ ÖNÜNÜ AÇAN BİR MEYDAN OKUMA’

Erdoğan’ın 2023’te aday olmasının anayasaya aykırılığının sorgulandığını hatırlatan Bayhan, “Erdoğan’ın adaylığının tartışıldığı bir çizgiden siz ‘2 buçuk sene ben geleyim, 2 buçuk sene de sen gel, bir daha aday ol’ diye adaylığının önünü açmayı düşünüp güya meydan okuyorsunuz. Bu, sizi beklemediğiniz bir seçim zaferine götüren halk kitlelerinin mücadelesini ve geleceğe dair ki hayallerini bir kez daha seçmen, sandık, seçim üçgenine hapsetme gerçeğidir” ifadelerini kullandı.

‘ERKEN SEÇİM SAKIZI ÇİĞNEYEN EGEMEN SİYASETLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

‘Erken seçim sakızı çiğneyen bir egemen siyasetle yüz yüze kaldık’ diyen Bayhan, iktidarın ‘tek adam rejimi’nin meşruiyetini ve uygulanan ekonomik programı tartıştırmak istemediğini, ekonomik programın sonucunu almak istediğini ifade ederek “2026-2027’ye kadar erken seçim Erdoğan için manasızdır. Erken seçimi siyasetin gündemi yapar, sakız gibi çiğnersiniz halk açısından hiçbir yararı olmaz” tespitini yaptı.

yesilhisarhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort